HALKLA İLİŞKİLERİN TARİHİ



Halkla İlişkilerin Tarihi Gelişimi

“Halkla İlişkilerin geçmişi muhtemeldir ki insanlık tarihi ile yakından ilişkilidir. İnsanların toplu yaşamaya başlamasıyla yönetim olgusu oluşmuş, yönetimin söz konusu olduğu ortamlarda da Halkla İlişkilere gereksinim duyulmuştur. Böylece, insanlık tarihiyle, halkla ilişkiler gereksinimi birbiriyle örtüşerek, gelişimlerini sürdürmüşlerdir (Sabuncuoğlu, 2010, s. 9)

“Halkla İlişkiler tarihsel yönü ağır basan bir fonksiyon olarak yüzyıllardır uygulanmaktadır. Fakat bir bilimin konusu olması ve yeni bir ilgi alanı gibi gündeme gelmesi, yakın tarih rastlar. İktidar mücadeleleri, yöneticileri yönetilenler karşısında haklı çıkarmayı ve yapılan icraatları halkın onaylaması gerekli kılmaktadır. Bu nedenle demokratikleşme sürecinin adeta bir faaliyet alanını oluşturan Halkla İlişkiler, en ilkel toplumlarda dahi mevcuttur. (Gönül Budak; Gülay Budak, 2000, s. 39).”

Geçmişten bugüne yönetenler, politikalarını halka onaylatmak için çeşitli araçlara başvurmuşlardır. Geçmiş dönemlere yönelik yapılan araştırmalarda ski Mısır, Mezopotamya ve İran’da yöneticileri halka sevdirip benimsetmeye yönelik propaganda amaçlı tabletler bulunmuştur. Eski Yunan’daki Agora toplantıları, Büyük İskender’in Pers İmparatoru Dara’yı yendikten sonra İran halkının karşısına perslerin yerel giysileri ile çıkarak sempati kazanmaya çalışması, Osmanlı Devlet büyüklerinin halkla dertleştikleri “Cuma Selamlığı” uygulamaları tarihteki Halkla İlişkiler örneklerini oluşturmaktadır (Bıçakçı, 2006, s. 122).

Halkla İlişkiler çalışmalarının sistematik bir kimliğe bürünmesi ve meslek haline gelmesi ise I. Dünya Savaşı sonrasına denk gelmektedir. 1896 ABD seçim kampanyasında, Bryan- Mc Kinley mücadelesi, siyasal arenada Halkla İlişkiler’ in örgütlü bir biçimde kullanılmasının ilk örneğini oluşturmaktadır. Gerçek anlamıyla Halkla İlişkiler etkinliklerinin anavatanı Amerika’dır.  1900’lü yılların başında gazeteci Ivy Lee Halkla İlişkilere öncelik etmiş ve 1916 yılında ilk Halkla İlişkiler bürosunu kurmuştur. Ivy Lee basın ile iş çevresini birbirine yakınlaştırmaya çalışmış, hazırlanan bültenler ile iş çevreleri ilk kez kamuoyuna seslenme fırsatı bulmuşlardır (Bıçakçı, 2006, s. 122).


Türkiye’de Halkla İlişkiler

Türkiye’de ilk yıllarda değişik isimler adı altında kamu kurum ve kuruluşlarında; basın bürosu, basın müşavirliği, propaganda, basın- yayın tanıtma şubesi, enformasyon şubesi, basın ve halkla ilişkiler şubesi, halkla ilişkiler müdürlüğü gibi farklı isimlerde büro ve dairelerde halkla ilişkiler görevi yürütülmüştür (Gönül Budak; Gülay Budak, 2000, s. 50).

Halkla İlişkilerin gelişimi Türkiye’de 1960‟lı yıllarda başlıyor. Planlı olarak ise Halkla ilişkiler faaliyetleri 1960 müdahalesinden önce kamu kuruluşlarında başlamıştır. 1960’dan önce Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve yurt dışında Türkiye’yi tanıtmaktan sorumlu olan Basın-Yayın Genel Müdürlüğü bu görevi üstlenmiştir. Ülkemizde ilk halkla ilişkiler çalışması 1961 de kurulan Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde yer alan Koordinasyon Dairesi bünyesinde temsil Şubesi ile başlamıştır. 1964 de nüfus planlama yasasının halka tanıtılması anlatılması için, Nüfus Planlama Genel Müdürlüğü bünyesinde Tanıtma ve Halk Eğitim Şubesi kurulmuştur. Bunun sonucunda halkla ilişkiler birimi yaygınlaşmaya başlamıştır. Halkla İlişkiler alanının bir uzmanlık alanı olarak ilk kez Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde programa alınmış ve bunu diğer üniversiteler takip etmiştir (Budak, 2000, s. 50-52).   Kısa bir süre sonra ise 1972 yılında Halkla İlişkiler Derneği kurulmuş olup, ikinci dernek ise 1985 yılında İzmir’de açılmıştır (Sabuncuoğlu, 2010, s. 9)

1984 yılında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle, çeşitli bakanlık kamu kurum ve kuruluşlarında hizmet veren halkla ilişkiler birimleri Basın Halkla İlişkiler Müşavirliği haline getirilmiştir. Günümüzde hastaneler, üniversiteler, özel ve kamu sektöründe birçok kurumda halkla ilişkiler uzmanlarıyla halkla ilişkiler faaliyetleri sürdürülmektedir. Kitle İletişim araçları yaygınlaştıkça halkla ilişkiler giderek daha önemli bir hal alacağı ortadadır (Gönül Budak; Gülay Budak, 2000, ss. 50-52). Her iki sektörde de halkla İlişkiler yapılanmaları hız kazanmış olup, protokol çalışmalarda eklenerek Basın Halkla İlişkiler ve protokol birimleri oluşturulmuştur. Her geçen gün ülkemizde Halkla ilişkiler daha çok önem kazanmaktadır. Dinamik bir yapıya sahip halkla İlişkilerin gücü, Türkiye’de kurum ve kuruluşlar tarafından kavranmış ve Halkla İlişkilerin ülkemizde gelişime açık bir hizmet alanı olduğu anlaşılmıştır (Arslan, 2007, s. 14).

Bu blogdaki popüler yayınlar

Halkla İlişkilerin Temel İlkeleri

HALKLA İLİŞKİLERİN ETKİLEŞTİĞİ KAVRAMLAR